Otobüsle Köpek Taşınır mı? Firmalarla Konuşma ve Yolculuk Sırlarım
O an mutlaka aklınızdan geçmiştir…
Arabanız yoktur, uçak biletleri ateş pahasıdır ve bir şekilde şehirden ayrılmanız gerekir. Yanınızda da o küçük, tüylü, size “beni bırakma” diye bakan evladınız vardır. Aklınızdaki o korkunç soru: “Acaba otobüse alırlar mı?”
Ben bu soruyu defalarca sordum. Telefonun ucunda “Maalesef efendim, kesinlikle yasak,” diyen de oldu, “Belli şartlarla belki…” diyen de. Hatta o ilk acemilik zamanlarımda, biletimi almış olmama rağmen otogarda kalakaldığım bile oldu.
Size şimdi o firmaların resmi yönetmeliklerini değil, o telefon konuşmalarında ne söylemeniz gerektiğini, o yolculukta neler yaşandığını, kısacası bu işin “gerçek” yüzünü anlatacağım.
Kural 1: Bilet Almadan Önce Telefonla Arayıp Onay Almak Şart
İnternet sitesinde veya uygulamada ne yazdığını bir an için unutun. O bilgiler genellikle güncel olmaz.
İlk ve en önemli işiniz, gitmek istediğiniz en az üç farklı otobüs firmasının çağrı merkezini aramak.
Telefonda sihirli kelimeler şunlar. Aynen şöyle sorun:
“Merhaba, ben x tarihli y seferinize bilet almak istiyorum. Ama kucağımda taşıyabileceğim, küçük ırk, uslu bir köpeğim var. Tüm aşıları tam. IATA standartlarında, kilitli ve sızdırmaz bir taşıma çantasının içinde seyahat edecek. Sizin için bir sakıncası var mı?”
- Bu cümledeki anahtar kelimeler, onların yönetmeliklerindeki maddelerdir. Bu şekilde konuştuğunuzda, sizi daha ciddiye alırlar.
- Asla “köpeğimle geleceğim” diye genel bir soru sormayın. Yukarıdaki gibi, tüm şartları sağladığınızı belirterek, onlara sadece “evet” veya “hayır” deme seçeneği bırakın.
- Aldığınız sözlü onayı (görüştüğünüz kişinin adı, tarih, saat) mutlaka bir kenara not alın. Otogarda bir sorun çıkarsa bu sizin en büyük güvenceniz olacaktır.
Yolculuk Öncesi Hazırlık: O Çanta Hayat Kurtarır
Firma “tamam” dedi mi? Harika. Şimdi top bizde.
- Mide Meselesi: Yolculuktan en az 4-5 saat önce son mamasını verin. Midesi boş olsun ki bulanmasın. Yol boyunca su içebilir ama abartmasına izin vermeyin.
- Taşıma Çantası: O çanta, yol boyunca onun sığınağı olacak. İçine evinizin kokusu sinmiş eski bir tişört veya battaniye koyun. Bu, dünyanın en iyi sakinleştiricisidir.
- Acil Durum Kiti: Yanınıza alacağınız küçük çantada ise mutlaka şunlar olsun: Islak mendil (her türlü kaza için), küçük bir katlanır su kabı, birkaç tane ödül maması ve kaka poşeti. O molada ne olacağı hiç belli olmaz.
Otobüsün İçinde: Görünmez Olma Sanatı
Yolculuk başladığında amacınız basit: Ne kendinizi ne de onu kimseye fark ettirmemek. Mümkün olduğunca görünmez olun.
- Konumlandırma: Taşıma çantasını kucağınızdan indirmeyin veya ayaklarınızın dibine, sallanmayacak şekilde sabitleyin. Orası onun güvenli kozası, bunu unutmayın.
- Müdahale Etmeyin: Sürekli fermuarını açıp onu sevmeye, konuşturmaya çalışmayın. Bu, onun daha çok strese girmesine ve ses çıkarmasına neden olur. Bırakın, o loş ve monoton ortamda uykuya dalsın.
- Sakinleştirme: Eğer mızmızlanırsa, çantanın hava alan deliklerinden parmağınızı sokup sakinleştirebilirsiniz. Sizin sakin ve kendinden emin duruşunuz, ona da bulaşacaktır.
- Mola Yönetimi: Mola verildiğinde, herkes indikten sonra en son siz inin. Kalabalığa ve gürültüye karışmasın. Sakin bir köşede, hızlıca tuvaletini yaptırıp, hemen çantasına geri koyun. Maceraya atılmanın zamanı değil.
Sonuç: O Kavuşma Anı
Evet, otobüsle hayvanla seyahat etmek, kendi arabanla gitmek gibi değil. Biraz daha meşakkatli, biraz daha dikkat gerektiriyor.
Ama o yolun sonunda, otobüsten indiğinizde ve o taşıma çantasının fermuarını açtığınızda, size bakan o bir çift mutlu gözü gördüğünüzde…
İşte o an, bütün o telefon görüşmelerine, o hazırlığa, o strese değdiğini anlıyorsunuz.
Çünkü önemli olan, bir şekilde, o yolu birlikte gitmiş olmaktır. Unutmayın, doğru planlama ve biraz da özgüvenle, aşılamayacak yol yoktur.