O Gün Telefonum Çalmasaydı… Evcil Hayvanla Seyahatte ‘Acil Durum’ Gerçeği
Marmaris’teydik. Köpeğim Fıstık, ben ve o insanı hayata yeniden bağlayan çam kokusu… Her şey bir kartpostal kadar kusursuzdu. Sonra Fıstık, birden tuhaf bir şekilde öğürmeye ve patisini yalamaya başladı. O an beynimden aşağı kaynar sular indi. Saat akşam 7, yabancı bir yer, en yakın veteriner nerede, neyi var, hiçbir fikrim yok. İşte o an anladım ki, tatile çıkarken otel rezervasyonu yapmakla, “acil durum” planı yapmak apayrı dünyalarmış.
O panik anında insanın beyni duruyor, en basit şeyi bile düşünemiyor. Neyse ki, yola çıkmadan önce İstanbul’daki veterinerim, sanki olacakları görmüş gibi, “Al şu kağıdı, lazım olur,” diye bir not tutuşturmuştu elime. Çantamın en dip köşesinde, küçük bir poşete sarılı o kağıt… Üzerinde Fıstık’ın aşıları, bilinen alerjileri ve veterinerimin cep telefonu yazıyordu. Bir de gitmeden Google’dan bulup karaladığım Marmaris’teki bir kliniğin numarası. Yemin ederim, o an o buruşuk kağıt benim için bir hazineydi. O panikle ne Google’a bakabilirdim, ne de doğru düzgün düşünebilirdim.
İşte size ilk ve en hayati tavsiyem: Telefonunuzun şarjı bitebilir, internet o an çekmeyebilir. Küçücük bir kağıda, gideceğiniz yerdeki 1-2 veterinerin, kendi veterinerinizin ve size bir şey olursa aranacak güvendiğiniz bir arkadaşınızın numarasını yazın. Atın cüzdanınıza veya arabanın torpido gözüne. Bu kadar.
Veterineri aradık, “hemen gelin” dedi. Meğer bizimki, görmediğim bir arı tarafından sokulmuş, alerjik reaksiyon gösteriyormuş. Neyse ki ucuz atlattık. Ama ben o anı hiç unutmuyorum. Arabanın torpido gözünde sadece ıslak mendil ve bir paket bisküvi vardı. Ya daha kötü bir şey olsaydı? Ya bir yerini kesseydi, kanamayı durdurmam gerekseydi?
İkinci tavsiyem de buradan geliyor: Arabanızda veya çantanızda, ayakkabı kutusundan bile küçük bir “ne olur ne olmaz” kiti bulunsun. İçinde sargı bezi, antiseptik mendil ve bir cımbız olsun yeter. Fazla yer kaplamaz ama insanın hayatını kurtarır. Bir de yanınıza her zaman fazladan bir tasma ve en az iki günlük fazladan mama alın. Yolda kalırsınız, planlar değişir… Hayvan aç kalmasın.
O gece otelde Fıstık yanımda uyurken, aklıma başka bir korkunç senaryo geldi. Ya o panikle benden korkup ormanın içine doğru kaçsaydı? Onu nasıl bulurdum? Veya bana bir şey olsaydı, Fıstık’a kim bakardı?
Bu yüzden son tavsiyem de şu: O tasmadaki künye, bir süs değil, hayat sigortasıdır. Üzerinde adınız ve telefon numaranız mutlaka yazsın. Mikroçip bilgileriniz güncel olsun. Ve telefonunuzun kilit ekranına “ACİL DURUMDA ARA” diye bir yakınınızın numarasını ekleyin. Altına da bir not düşün: “Fıstık adında bir köpeğim var.” Bu kadar basit önlemler, aklınıza bile gelmeyecek felaketleri önler.
Tüm bu hazırlıklar tatilinizi zehir etmek için değil, tam tersi, “her şeye hazırım” demenin o müthiş huzurunu yaşamak için. O günden sonra ben o küçük kağıt ve minik kit olmadan kapıdan adımımı atmam. Artık tatilde etrafı izlerken aklımda “ya olursa” korkusu olmuyor. Darısı başınıza.