Kedimle Okyanusu Aşmak: O Bürokratik Kâbusu Adım Adım Nasıl Yendik?

Kedimle Okyanusu Aşmak: O Bürokratik Kâbusu Adım Adım Nasıl Yendik?

Kedimle Okyanusu Aşmak: O Bürokratik Kâbusu Adım Adım Nasıl Yendik?

 

Dostunuzla yurtdışına taşınma veya uzun bir seyahate çıkma fikri, ilk başta insana harika hissettirir.

Sonra Google’a o sihirli kelimeleri yazarsınız: “Evcil hayvanla yurtdışına çıkış…”

Karşınıza çıkan o listelerle, kurallarla, bekleme süreleriyle başınızdan aşağı kaynar sular dökülür. Mikroçip, kuduz titrasyon testi, bakanlık onayı…

Panik yapmayın. Sakin olun. Ben de bu yoldan geçtim. Kedim Sushi ile o karmaşık görünen yolları aştık.

Size şimdi o resmi listeleri değil, bu işin en basit, en anlaşılır yol haritasını, kendi tecrübelerimle anlatacağım. Adım adım, birlikte yapacağız.

Kural Sıfır: Her Şeyden Önce Mikroçip

Her şeyi unutun. Valizleri, biletleri, hayalleri…

Yapacağınız ilk iş, ama her şeyden önceki ilk iş, veterinerinize gidip o mikroçipi taktırmak.

Bu çip, onun nüfus cüzdanı, kimlik numarasıdır. Bundan sonraki tüm aşılar, tüm testler bu çipin üzerine kaydedilecek.

Aman dikkat, en sık yapılan hata budur: Eğer önce aşıyı yaptırıp sonra çip taktırırsanız, o aşı geçersiz sayılır. Bütün emek ve para boşa gider, her şeye en baştan başlarsınız.

Zamanla Yarış: Kuduz ve O Meşhur Sabır Testi

Çip takıldı mı? Harika. Artık oyuna başlayabiliriz.

Şimdi hemen kuduz aşısını yaptırın. Bu aşı, onun yurtdışına çıkış vizesi gibi bir şey.

Aşı yapıldıktan sonra, telefonunuzun takviminde bugünden sonraki 21 günü işaretleyin. O 21 gün dolmadan hiçbir yere gidemezsiniz.

Şimdi geldik en sabır gerektiren, en çok planları altüst eden kısma: Kuduz Titrasyon Testi.

Bu, “acaba yaptırdığımız aşı tuttu mu?” demenin bilimsel adıdır. Kuduz aşısından en az 21-30 gün sonra kedinizden veya köpeğinizden kan alınır ve bu kan, Ankara’daki özel bir laboratuvara gönderilir.

İşin en can alıcı noktası ise şu: Test sonucu pozitif çıksa bile, yani aşı tutmuş olsa bile, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere birçok yer, “bu kanın alındığı tarihten itibaren en az 3 ay daha beklemen gerekiyor” diyor.

Evet, yanlış duymadınız: 3 ay!

Bu yüzden bu işe, seyahatinizden en az 4-5 ay önce başlamanız şart. Son dakikaya bırakırsanız, biletleriniz yanar.

Final Bölümü: Kağıt İşleri

O uzun bekleme sürecinde, veterinerinizden dostunuzun mavi renkli evcil hayvan pasaportunu alın ve tüm bilgileri içine güzelce işletin.

Seyahatinize son 10 gün kala ise final bölümü başlıyor.

Veterinerinize tekrar gidip, “bu hayvan sağlıklıdır, uçağa binebilir” diyen Uluslararası Sağlık Sertifikası‘nı alıyorsunuz.

Sonra o ıslak imzalı belgeyi kaptığınız gibi, şehrinizdeki Tarım ve Orman Bakanlığı’nın il veya ilçe müdürlüğüne gidip onaylatıyorsunuz. Oradaki mühür olmadan o belge, sadece normal bir kağıt parçasıdır. Bu işlem de birkaç gün sürebilir, sakın son güne bırakmayın.

Özetle, Yol Haritanız Şu:

  1. Mikroçip takılacak. (En az 5 ay önce)
  2. Hemen kuduz aşısı yapılacak.
  3. 1 ay sonra kan alınıp titrasyon testine yollanacak.
  4. Kanın alındığı tarihten itibaren 3 ay beklenecek.
  5. Uçuşa son 10 gün kala sağlık sertifikası alınıp bakanlığa onaylatılacak.

Evet, kabul ediyorum, biraz meşakkatli.

Ama uçağınız indiğinde, o taşıma çantasının kapağını aralayıp size bakan bir çift meraklı göz gördüğünüzde, tüm bu koşturmacanın her saniyesine değdiğini anlıyorsunuz.

Yeter ki planlı ve sakin olun. Gerisi, hayatınızın en güzel maceralarından biri olacak.