İlk Kez Patili Tatile Çıkacaklara İçten Tavsiyeler (Panik Yok!)
O an geldi çattı, değil mi?
Bir yanda en yakın dostunla çıkılacak bir macera hayali, diğer yanda “ya arabada durmazsa, ya otelde havlarsa, ya bir şey olursa?” diye içini kemiren o endişeli ses…
Sakin ol. Yalnız değilsin. Ben de ilk seyahatimde, köpeğim Fiko ile yola çıkarken tam olarak böyle hissediyordum. Midemde hem kelebekler vardı hem de bir ton endişe.
O yüzden size şimdi madde madde kurallar sıralamayacağım. Sadece o ilk acemilik günlerinde benim “keşke biri en başta bunu söyleseydi” dediğim, gerçekten hayat kurtaran birkaç şeyi anlatacağım.
Her Şeyden Önce: O Kritik Sohbet
Tüm planlardan, valizlerden, otel rezervasyonlarından önce yapmanız gereken tek bir şey var.
Veterinerinizle bir kahve içimlik de olsa dertleşin.
Bu, sadece bir “sağlam” raporu almaktan çok daha fazlası. Bu, “Hocam biz yola çıkıyoruz, bu çocuğun neye ihtiyacı olur, bu yolculuk onu zorlar mı?” sohbetidir.
Aşıları, parazit damlaları… Bunlar zaten yapılacak. Asıl mesele, onun o yolculuğa ruhen ve bedenen hazır olduğunu duymak. Bir de hekiminizden, olur da yolda midesi bulanırsa diye ne yapabileceğinizi öğrenin.
Ve o tasmadaki küçük metal halkaya… Telefon numaranızın yazdığı bir künye taktırın. O küçücük metal, dostunuzun pasaportudur, bunu asla unutmayın.
Sihirli Çanta ve Araba Testi
Sonra gelelim o meşhur “seyahat çantası” meselesine. O çantayı kendiniz için değil, tamamen onun konforu için hazırladığınızı düşünün.
Evet, içine mamasını ve suyunu koyun. Ama onlardan daha önemlisi, üzerinde evinizin kokusu olan o en sevdiği eski battaniyesini veya oyuncağını koyun. O tanıdık koku, yabancı bir otel odasında onun en büyük sakinleştiricisi olacak.
Bir de şu araba meselesi var. Dostunuzu hayatında ilk defa uzun yola çıkaracaksanız, onu pat diye 5 saatlik bir yolculuğa sokmayın. Bu, en büyük hatalardan biri olur.
Biz Fiko’yla önce mahallede arabayla 10 dakikalık turlar attık. Sonra arabayla onu çok sevdiği bir parka götürdük. Arabayı, sonunda güzel bir şey olan bir araç olarak kodladı.
Bu küçük alıştırmalar, yolculuk günündeki stresi emin olun yarı yarıya azaltır.
Yoldayız! Ve Yeni Yuvamız…
Yolculuk günü geldiğinde, derin bir nefes alın ve sakin olun. Siz gerilince o tasmadan sanki elektrik geçiyor, onlar bunu anında hissediyor.
Sık sık, ama gerçekten sık sık mola verin. Bırakın otoyol kenarındaki o alakasız otları doya doya koklasın. Bu onun için gazete okumak, dünyadan haber almak gibi bir şey.
Vardığınız odaya veya eve gelince… Onu hemen özgür bırakmayın.
Önce tasmayla birlikte odayı veya evi bir turlayın. “Burası güvenli, bak ben de seninleyim” mesajını verin. Sonra, o evden getirdiğiniz sihirli battaniyesini bir köşeye serin. İşte orası, onun yeni evindeki kalesi. Kendi ‘üssünü’ kurmasına izin verin, görün bakın nasıl rahatlayacak.
Evet, ilk başta biraz hazırlık gerektiriyor gibi görünüyor, farkındayım.
Ama bu küçük adımlar bittiğinde, geriye sadece saf bir keyif kalıyor.
Dostunuzla birlikte bir gün batımı izlemenin, bilmediğiniz bir yolda yürümenin vereceği o paha biçilmez mutluluğun yanında, bu hazırlıklar emin olun hiçbir şey.
Hiç korkmayın. Sadece hazırlıklı olun. Harika bir macera sizi ve en sadık dostunuzu bekliyor.
